Doğrusu, birçoğunuzun farklı düşündüğüne emin olsam da, benim için İstanbul'un en güzel yanı Ankara'ya dönüş yolu oluyor. Ama herkes bilir ki, İstanbul'a gidip de;
Kumkapı'da rakı-balık eşliğinde, çalgılı çengili bir gecede dansöze para yapıştırmadan; Kızılkayalar'da birkaç ıslak hamburger yemeden; İstiklal'in o kalabalığında insanları yarıp geçmeden; Mercan'da kalamar, midye, kokoreç eşliğinde biraları tokuşturmadan; Mandabatmaz'da türk kahvelerimizi yudumlamadan; Beyoğlu ve Terkos Pasajlarını talan etmeden; Asmalımescit'te taze narlı mojitolarımızı içmeden; Beyoğlu The House Cafe'de şarapları hüpletmeden, Ortaköy The House Cafe'de ise ellerimizi suya değdirmeden; Emirgan'da kahvaltı ziyafeti çekmeden; Beşiktaş ve Etiler'de tasarım butikleri keşfetmeden; Topshop indirimini kaçırmadan; Bebek Kırıntı'da yemek sonrası Starbucks'ta mochaları mideye indirmeden; Etiler Nispetiye Mado'da kahvaltı keyfi yapmadan; ve en güzeli de tarih kokan Sultanahmet'te bir butik otelde denizi görerek güne uyanmadan olmaz değil mi ama:)
Evet hepsini yaptım, bu harika İstanbul gezisi için emeği geçen herkese çok teşekkürler, especially special thanks to Çeto;)
Tüm alışveriş detaylarını sizler için fotoğrafladım, paylaşmaya can atıyorum, takipte kalın;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder